iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması

  • insanlar, davranışlarında bir spekturumu üzerindeki 3 farklı modeli izlerler; bazen çekingen, bazen assertive yani kendine güvenen ve agresif. bunun ara yansımaları da var; pasif agresif gibi.

    insanlar bu 3 modeli aslında çokça değişken şekilli kullanırlar. yani bazen ortamda çekingen olursunuz bazen başka ortamda agresif diğerinde mesafeli. aslında insan denen canlı evrimsel olarak assertive’dir. assertive demek aslında bir insanın empatik yönünün gelişmiş olduğu, karşısındakine nasıl konuşacağını bilen, bağırıp çağırmayan, farklılıklara saygılı ve yeri geldiğinde de konuşabilecek bir insan davranış modeli. agresif ise genelde saldırgan bir tutum izleyen, pasif ise adı üstünde çekingen ve suskun.

    normalde assertive yani nerede ne diyeceğini bilen, iyiliği doğru kabul ettiği için yapan insanlar toplumlarda fazlaca olması gerekirken türkiye’de insanların davranış modelleri kaymıştır. yani; assertive dediğimiz insan tipi, çekingen görülürken agresif insanlar ideal ve tuttuğunu koparan olarak görülür. oysa agresif insanlar bunu çok sık yapıyorlarsa tedavi edilmelidirler. ancak; türkiye, ilginç bir kültür harmanı olarak biraz daha yerine göre konuşan, her ota boka atlamayan, edepli, düzgün insanı pasifmiş gibi niteler halbuki ideal insan budur. hatta ve hatta kadının daha çekingen, erkeğin daha agresif olması gerektiğini sunar.

    yani; eğer pasif biri değilseniz ama başkalarına ergenler gibi öfke nöbetleriyle bağırıp çağırmıyor veya çocuk gibi küsmüyorsanız tam tersine dengeli ve çevreye saygılı bir kişiyseniz türkiye’de pasif insan olacaksınız demektir. işte, iyi insan olmanın bir şeye yaramaması buradan gelir. halbuki; kuzey avrupa’ya çıksanız bazı durumlarda iyi insan olmanın getirisi olduğunu görebilirsiniz ama bu topraklarda zayıflıktır.

  • ruh adam kitabinda harika bir cümle vardir. şöyle der; ''ummadık yerden gelen iyilik insanı cok daha derinden sarar ve sarsar.'' bu sebeple, kötü olan veya kötü imajı cizen insanlarin kırk yılda bir yaptikları o en basit iyilik insanların gözünde öyle değerli olur ki, siz iyi bir insan olarak kırk sene iyilik yapsaniz o seviyeye erişemezsiniz. bu kadar basit.

  • 38 sene sonra anladım. sikerim insanlığı da iyiliği de.

  • aslında çevremizde bir şekilde denk geldiğimiz kişiler vardır buna örnek.

    mesela bizim sektörde bi abi var, ne zaman uğrasam yanına personeline bağırırken görüyorum. hemen hemen bütün tedarikçileri, kendisinin yanından ayrılırken ağır küfürler eder. bazen personeliyle dışarda çay sigara yaparız geçmişini de geleceğini de ağıza alınmayacak küfürlerle anarlar. tabii yanında hepsi süt dökmüş kedi.

    onunla aynı işi yapan başka bir abi var. naif, mülayim biri. herkes çok sever, misafiri eksik olmaz, gönlü de zengin geleni yemeksiz çaysız göndermez. sohbeti hoş, personelini korur kollar. tedarikçileri de hep iyi konuşur arkasından. hatta bir keresinde dilenci gibi dua eden bi personeline rastladım. zengin olsun bu adam hak ediyo falan diyodu. fazladan para dağıtırmış bayramda seyranda. arkasından kötü söz edeni hiç duymadım. bizzat ben de iyi yerlere gelmesini isterim.

    fakat gel gelelim ilk bahsettiğim abi milyonlarla oynayıp havuzlu villalarda yaşarken diğer abimiz otobüs minibüsle işine gelir gider. kirada oturur. ve her sohbetimizde işinin rast gitmediğinden, kısmetsiz olduğundan, büyük paralar çevirip bir türlü kar edemediğinden yakınır.

    işte buna iyi insan olmanın hiç bir işe yaramaması denir.

  • bütün eğitim hayatım boyunca hakkımda "uslu, ağırbaşlı, sakin, olgun, aklıbaşında" gibi şeyler söylendi..

    şimdi kızıma en büyük tembihim "sakın kendin için uslu dedirtme"

    hırçın densin..yaramaz densin..kavgacı densin..gürültücü densin..

    ne denirse densin ama uslu denmesin..

    la bi öğretmen de gelip sormadı "sen niye sessizsin" diye arkadaş..

    ben kural neyse uyuyordum..

    atıyorum, yiyecek bi şey mi dağıtılacak, öğretmen "sıraya geçin, sıraya geçemeyene yok" mu diyor..ben sıraya geçip beklerdim, aradan üç beş çocuk çıkar bi karıştırırdı ortalığı, öğretmen kenara çekilirdi, dağıtılan şey biterdi, ben kös kös kalırdım..ne öğretmen gelir sorardı ne ben gidip anlatabilirdim..

    hep iyi insan olmaya çalıştım..sınavdan zayıf mı aldım, bütün sınıf, sınıfın zayıf alan piçi, fırlamasının başında onu teselliye giderdi de, biri de "ulan bu herif efendi, gidip iki laf da ona edelim..üzülmesin diyene rastlamadım..

    işin komiği ne biliyor musunuz, ben bile gidip o piçe teselli verirdim..kendim de zayıf almışım..gidip o piçe teselli veriyorum..üzülme diyorum..

    niye?

    çünkü piç o kadar tatava yapıyordu ki millet ona gidiyordu..bi kişi de demiyordu ki "bi sus be amınakodumu çocuğu, bir sen mi zayıf aldın" diye.

    abi bağırın..çağırın..piç olun..hırt olun..utanmaz olun.pislik yapın..kötü olun mümkünse..istemekten hiç utanmayın..hep isteyin..devamlı talep eden olun..

    efendi olmayın..uslu olmayın.sessiz olmayın..utanmayın..ben hiç talep eden olmadım..hep birinden bi şeyler istemeye utandım..görevliler, sorumlular, yetkililer görür dedim..kimse görmüyor..

    utanmayın..utanmaz arsız olun..yüzsüz olun..

    bak net..

    yaşanmış hikayedir..

    yine de sen bilirsin..

    iyi insanı sikleyen görmedim..

    korku sevgiden çok daha güçlü bir duygudur..

    sevdiğin biri için bir kere bir şey yaparsın..

    korktuğun biri için sike sike hep yaparsın..

    korkulan biri olun mümkünse..

    bu dünya artık böyle.

  • hiç dikkat ettiniz mi? kötü insanların arada yapmış olduklar iyilikler unutulmaz ve "hep kötülük de yapabilirdi, bak iyi tarafları da varmış" denilirken salt iyi gelmiş iyi giden insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi" diye bir şey denilmez.

    o sadece iyidir, odur onun vasfı.

    iyi bir adam olur, efendi olur ama eş bulamaz. beğenilmez. beğenilse bile aldatılır. keza aynısı kadın için de geçerlidir. iyi bir kadındır, eştir ama aldatılır ihanete uğrar. iyi olmak yetmez bir yerde çünkü.

    iyi birisi öldüğünde de "çok iyiydi" denilir geçilir ama bu kadardır. iyi olmak dünyanın default ayarlarında varsayılan olarak atandığı için insanlar iyi değil de, kötü olduklarında fark edilirler. ve yine iyinin iyiliği zaten olması gerekenken, kötünün iyiliğine şükredilir.

    hiçkimse iyi bir insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi ama seçmedi o hep iyi oldu" demez ama kötü bir insan buğday tanesi kadar iyilik yapsa, o iyilik yıllarca konuşulur ve dahası "özünde hep iyi birisi olduğu inancı" ile daha çok bağlanılır.

    iyi insanın bir kez yaptığı kötülük, kötü birinin yaptığı bir iyilikle kıyaslanınca, kötü kazanır...

    belki buna daha somut örnekler verebiliriz. örneğin bülent ecevit mütevazı kişiliğiyle bilinirdi. malda parada pulda gözü yoktu. bir tane toros arabasıyla gider gelirdi meclise. ne oldu? arasıra bu özelliğiyle hatırlanır olsa da iyi birisi olması pek de fayda getirmedi ona. belki onyıllar sonra tarih kitaplarında iki satır söz edilecektir hakkında.

    oysa bir de uzuna bakalım. zihindeki yeri kötüdür ama iyi bir şey yaptığında da "aslında özünde iyi" görüşüne iter insanları. öyle ki, insanlar, "bir gün beklemeye değecek kadar çok büyük bir iyiliği dokunacak" beklentisiyle yaşarlar ömürlerini.

    evet, görüldüğü gibi iyi olmak çok da iyi bir şey değil. iyi olun ama beklentiniz olmasın...

    tanım: gerçek.

    edit: yazar burada kendi iyiliğinden ve takdir görülmesinden bahsetmeyip başlıbaşına "iyi olmak" kavramını ele almıştır.

    iyilik pragmatik beklentiler için yapılmaz. iyilik; tüm din kitaplarında, toplumsal normlarda, gelenek-göreneklerde insanlığın edinmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilir. bu vasfa sahip olunduğunda da bu kadar kötülerin olduğu bir dünyada iyi olmak, iyi kalmak bir meziyettir ve bunu uygulayabilen kişiler aslında takdir görmelilerken böyle bir takdir yoktur. yani kimse yüceltmez iyi olan kişiyi ama sözkonusu kötü kişi olduğunda, o din kitaplarındakilerin, toplumsal normların, inanışların, adetlerin vaadettiklerinin tamamen tersinde ve üstelik büyük bir adaletsizlikle ödüllendirme sözkonusudur. bunu eleştiriyorum.

    ve iyi birisi nedir? iyi birisi, kötü olabilme iradesi varken bu iradeyi kötü olmamak için kullanan kişidir.